Ankara’daki en iyi ingilizce kursları arasında yer alan Çağrı Dil Okulu olarak ingilizce eğitimlerimiz devam ediyor. İngilizce’ de bir insana bir teklif yapmak için veya bir öneride bulunmak için kullanılan cümlelere teklif cümleleri adı verilir. İngilizce teklif cümleleri İngilizce’ de çeşitli soru kalıplarıyla oluşturulur. İngilizce teklif cümleleri evinizde misafir ağırlarken onlara sunacağınız, “Çay içer misiniz?” ya da “Kek alır mısınız?” gibi önerileri de kapsamaktadır. Teklif cümleleri, bir kafeye veya restorana gittiğinizde de çok işinize yarayacak kalıplardır.
İlginizi çekebilir: Arapça Konuşan Ülkeler
İngilizce’ de bir insana bir şey teklif etmenin birçok farklı yolu vardır. Bir insana İngilizce’ de bir şey önermek için, çoğunlukla aşağıdaki soru kalıpları kullanılmaktadır:
- Can I …? (………… yapabilir miyim?)
- Would you like …? (………… ister misin?)
- May I offer you some …? (Sana ………… önerebilir miyim?)
- Would you like me to get you some …? (Sana ………… getirmemi ister misin?)
- İngilizce’de birine özellikle bir şey önerirken some (bazı, biraz) kelimesi kullanılır. Ancak çeviri yaparken bu kelime Türkçe’ye çevrilmez.
- May I offer you some tea? (Sana çay ikram edebilir miyim?)
- Would you like some lemonade? (Limonata ister misin?)
İngilizce Teklif Cümleleri ve Cevapları
İngilizce’de arkadaşlarınıza, yakınlarınıza bir teklifte bulunurken veya iyi tanıdığınız birine bir şey teklif ederken aşağıdaki gayri resmi İngilizce teklif cümleleri kullanılır:
- How about some…? (Biraz…?)
- What about some…? (Peki ya biraz…?)
- What do you say about some…? (Bazıları hakkında ne diyorsun…?)
- Are you up for some…? (… hazır mısın?)
- Bu teklif cümleleri ve cevapları için aşağıdaki cümleleri inceleyebilirsiniz.
- Would you like a magazine to read while you’re waiting? (Beklerken okuyacağınız bir dergi ister misiniz?)
- Do you want another coffee? (Bir kahve daha alır mısınız?)
–
- Aslı: What about something to drink? (Bir şeyler içmeye ne dersin?)
- Seda: Sure, do you have any coffee? (Tabii, kahven var mı?)
- Kerim: Are you up for some dinner? (Akşam yemeğine hazır mısın?)
- Ayşe: Hey, thanks. What’s on the menu? (Merhaba, teşekkürler. Menüde ne var?)
- Tuna: What do you say about going bowling? (Bowling oynamaya ne dersin?)
- Hale: That sounds like a good idea! (Bu harika bir fikir!)
Teklif İngilizce
İngilizce teklif cümleleri konusunda, bir teklife nasıl cevap vereceğimiz de önemli bir konudur. Örneğin birine misafirliğe gittiğinizde, ev sahibine teşekkür etmelisiniz. Eğer size sunulan bir teklifi kibarca reddetmek istiyorsanız böyle bir teklifi de kibar bir dille geri çevirebilirsiniz. İngilizce’de teklifler aşağıdaki ifadeler kullanılarak yanıtlanabilir.
- Thank you. (Teşekkür ederim.)
- I’d love to. (Çok isterim.)
- I’d love some. (Biraz isterim.)
- That would be nice. (İyi olur.)
- Thank you. I’d like… (Teşekkürler. … isterim.)
- No, thank you. (Hayır, teşekkürler.)
Tekliflere nasıl cevap vereceğinizi öğrenmek için aşağıdaki örneklere de göz atabilirsiniz.
- Faruk: May I get you something to drink? (Sana içecek bir şeyler getireyim mi?)
- Kerim: Thank you. I’d like a cup of coffee. (Teşekkür ederim. Bir fincan kahve istiyorum.)
- Lale: Would you like me to get you some food? (Sana yemek getirmemi ister misin?)
- Emine: That would be nice. Thank you. (Bu güzel olur. Teşekkürler.)
- Hasan: May I offer you something to drink? (Sana içecek bir şeyler ikram edebilir miyim?)
- Berna: Thank you. I’d like a soda. (Teşekkür ederim. Bir soda istiyorum.)
- Aslı: Would you like some cookies? (Biraz kurabiye ister misin?)
- Taner: Thank you, but I’m on a diet. (Teşekkür ederim ama diyetteyim.)
- Aslı: How about a cup of tea? (Bir fincan çaya ne dersin?)
- Taner: No, thank you. (Hayır, teşekkürler.
İngilizce Teklif Cümleleri Kabul Etme ve Reddetme Örnek
Kabul Etme:
- Sure, I’d love to join you for dinner tonight.
- Of course, I’d be happy to help you with your project.
- Absolutely, I’d enjoy being part of the team.
- Yes, I’d be delighted to attend the conference.
- Certainly, I’m available for a meeting tomorrow.
- I’d be more than happy to assist you with that.
- Yeah, I’m up for grabbing coffee after work.
- Certainly, count me in for the weekend getaway.
- Yes, I accept your invitation to the party.
- I appreciate the offer, and I’d be glad to take on that responsibility.
Reddetme:
- I appreciate the invitation, but I won’t be able to make it to the event.
- Thank you for thinking of me, but I have prior commitments.
- I’m afraid I can’t commit to that additional project at the moment.
- I appreciate the offer, but I’m not interested in joining the club.
- Thanks for the invitation, but I won’t be able to attend the meeting.
- I’m honored you asked, but I have to decline the job offer.
- I appreciate the opportunity, but I have to decline the promotion.
- Thanks for considering me, but I’m not available for the trip.
- I appreciate the gesture, but I can’t participate in the fundraiser.
- I’m grateful for the offer, but I have to decline the dinner invitation.
İlköğretim Düzeyi İngilizce Teklif Cümleleri
- I like playing football with my friends after school. Okuldan sonra arkadaşlarımla futbol oynamayı seviyorum.
- Can you help me with my homework, please? Bana ödevimde yardım eder misin, lütfen?
- My favorite subject is science because it’s interesting. En sevdiğim ders ilginç olduğu için fen bilimidir.
- Let’s go to the library to find some books for our project. Kütüphaneye gidip projemiz için bazı kitaplar bulalım.
- May I borrow your pencil for a moment?
- Bir dakika için kalemimi ödünç alabilir miyim?
- Our teacher is very nice and helps us learn new things every day. Öğretmenimiz çok nazik ve bize her gün yeni şeyler öğretiyor.
- What do you want to be when you grow up? Büyüdüğümde ne olmak istersin?
- The school cafeteria serves delicious food for lunch. Okul kantini öğle yemeği için lezzetli yemekler sunuyor.
- We have a field trip next week to the museum. Gelecek hafta müzeye bir gezi yapacağız.
- Don’t forget to bring your textbooks to class tomorrow. Yarın sınıfa ders kitaplarını getirmeyi unutma.
Sıkça Sorulan Sorular
-Would you like to join us for a picnic this weekend? (Bu hafta sonu bizimle pikniğe katılmak ister misin?)
-How about studying together for the upcoming exam? (Yaklaşan sınav için birlikte çalışmak nasıl olurdu?)