İngilizce hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından olma yolunda hızla ilerlemektedir. İngilizcenin hayatımızda bu denli önem sahibi olmasının başlıca nedenleri arasında iş hayatının hatrı sayılır katkısını sayabiliriz. İngilizce her geçen gün ülkemizde bir kat daha değer kazanmakta. İş hayatında kullanılan ingilizce kelimelere hakim olmak kariyerinizin geleceği için önem teşkil etmektedir. İş hayatında yoğun olarak kullanılan ingilizce kelimeler kafa karışıklıklarına neden olabilmekte. İş ingilizcesinde en çok kullanılan kelimeler insanlar tarafından farkında olmadan kullanılabilir. Bu kelimelere hakim olmak çok önemlidir.
Kariyerinizde daha yüksekleri hedefliyorsanız kesinlikle ingilizce bilgisine sahip olmanız gereklidir. İngilizce, şirketlerin personel alımlarında belirleyici etken olarak düşünülmekte. İngilizcenizin iyi olması, kariyerinizin geleceği için önem teşkil eder. Özellikle yurt dışında bulunan firmalar ile anlaşmaları olan şirketlerin, bünyesinde çalışan personelin ingilizce lisanına hakim olması beklenmekte. Şirket içersinde ingilizce yazışmaların veya toplantıların yapılması, iş ingilizcesi tabirini ortaya çıkarmıştır. Hiç ingilizce bilgisine sahip değilseniz alışkanlıklardan dolayı kullanılan ingilizce kelimelere yabancı kalabilirsiniz. Durum böyle olunca etrafınızda gerçekleşen işlere hakimiyetiniz azalacaktır.
İş ingilizcenizin gelişebilmesi için, iş ingilizcesi kitapları kullanabilirsiniz. Fakat kitapların tek başına tüketilmesi faydalı olmayabilir. İngilizce yazıldığı gibi okunan bir dil olmadığı için okuduğunuz kelimelerin telaffuzunu da ayrıca öğrenmeniz gerekir. İngilizce kelimeler iş hayatında sıklıkla kullanılmaya devam ettiği için bu duruma ayak uydurmanız sizin yararınıza olacaktır. İş ingilizcesi kelimeleri bilmek için illa yüksek mevkilerde, yönetici pozisyonlarında çalışmanız gerekmez. Şirketler bünyesinde çalıştırdıkları her personelden giriş seviyede de olsa ingilizce bilgisi bekleyebilirler. Firmaların bu tutumunu anlayışla karşılamak gerekir.
Teknolojinin gelişmesi ile bilginin hangi dilde olursa olsun anında elde edilmesinden ötürü bazı tabirler ingilizce olarak telaffuz edilmektedir. Bilginin veya bir terimin kilometrelerce uzakta olan bir ülkeden çıkmasından dakikalar sonra haberdar olabilirsiniz. Hal böyle olunca bazı kelimelerin olduğu gibi kullanılma eğilimi oluşur. İş hayatında bu duruma çok sık rastlanır. İngilizce kelimeler bir anda hayatımıza girer ve yoğun şekilde kullanıldıkları için o şekilde kalır.
İş ingilizcesi kelimeleri ve okunuşları sürekli pratik yapıldığında daha iyi bir hal alacaktır. İngilizce bütün dillerde olduğu gibi sürekli pratik isteyen bir lisandır. Uzun süre pratik yapılmazsa iyi bildiğiniz kelimelerin telaffuzlarını unutabilirsiniz. İş ingilizcesine hakim olmanın en iyi yolu, en alt seviyeden ingilizceye başlayıp ihtiyacınız olan seviyeye kadar kendinizi geliştirmenizdir. Gelişiminiz sonrasında ingilizcenin, hayatınıza kattığı artıları kısa sürede gözlemleme fırsatınız olacaktır.
Toplantılarda Kullanılan İngilizce Kelimeler
İş hayatının olmazsa olmazları arasında olan toplantılar firmaların ticari hayatları için çok önemli bir yer teşkil etmektedir. İş toplantıları sırasında çalışanlar sorumlu oldukları işler hakkında toplantı konusu dahilinde bilgi vermek ile yükümlüdür. Firmaların çoğunda bir işin sonuçlanabilmesi için birden çok departman çalışabilir. İşlerin planlanması, düzenlenmesi gibi hayati konular genelde toplantılar esnasında konuşulur. Toplantıların önemli olmasının nedeni de buradan gelmektedir. Toplantı sırasında alınan kararlar, ilgili işin yürütülmesi için, iş ile ilgilenecek departmanlara yol haritası oluşturur. Toplantı sırasında en ufak bilginin eksik anlaşılması, işin gidişatına zarar verebilir. Toplantılarda kullanılan ingilizce kelimeler hemen idrak edilip yorumlanabilmelidir aksi halde ilerleyen zamanlarda kariyerinize zarar verecek kararlar vermenize neden olabilir.
- Account: Hesap, beyan, kıymet. Reklamcılık sektöründe müşteri, gibi geniş bir anlam skalasına sahip.
- Accepted: Kabul edilmiş, kabul görmüş
- Affidavit: Yeminli, yazılı ifade
- Amount: Miktar
- Article: İstatistik pozisyonu, madde
- Assessed: Tahakkuk etmiş
- Airwarybill: Konşimento
- Banknote: Banknot
- Bond: Tahvil
- Case: Durum
- Cheque: Çek
- Cartage: Nakliye ücreti
- Exchange: Kambiyo, döviz kuru, borsa
- Freight: Navlun
- Guarantee: Garanti, teminat
- Margin: Marj
- Maturity: Vade
- Purchase: Satınalma
- Turnover: Ciro
- Wharf: Rıhtım
- Wholesale: Toptan satış
Satış İle İlgili İngilizce Kelimeler
İngilizce, yaptığınız iş ne olursa olsun gereklidir. Örneğin bir teknoloji mağazasında satış personeli olarak çalışıyorsunuz. Teknoloji sürekli gelişen ve güncellenen bir yapıdadır. İngilizcenizin iyi seviyede olması, güncel teknolojileri takip etmenizi veya satışını yaptığınız ürünü iyi tanımanızı dolayısıyla da tanıtmanızı sağlar. Bu şekilde kariyerinizdeki basamakları çok çabuk çıkabilirsiniz. Satış ile ilgili ingilizce kelimeler öğrenmeniz büyük sorunları pratik bir şekilde aşmanızı sağlayacaktır. Satışını gerçekleştirdiğiniz ürünü talep eden müşteri Türkçe bilmiyorsa onunla evrensel dil olan ingilizce ile anlaşmanız gerekecektir. Satış ile ilgili ingilizce kelimeler bilen personel durumu kurtarabilir. Aksi halde iletişimin sağlanamaması müşteri kaybına neden olacaktır.
- after-sales service n. service that continues after a product has been sold [eg: repairs etc]
- buyer n. 1 any person who buys anything 2 a person employed by a firm to buy
- client n. a person who buys services from a lawyer, architect or other professionals
- close v. to finalise a deal or sale; to make a sale
- cold call v. to telephone a prospect without previous contact – also n.
- customer n. a person who buys goods or services from a shop or business
- deal n. a business transaction – also v. dealer n.
- discount n. a reduction in the price; a deduction [usually expressed as a percentage (%)]
- follow up v. to continue to follow persistently; to maintain contact [eg: after a lead]
- guarantee n. a promise that a product will be repaired or replaced etc if faulty – also v.
- in bulkin large quantity, usually at a lower price
- lead n. useful indication of a possible customer to be followed up
- objection n. a reason given by a prospect for not buying – to object v. see overcome
- overcome v. [-came, -come] to overcome an obj-ection to show an objection is invalid
- product n. something made and usually for sale – to produce v. see service
- prospect n. a possible or probable customer; prospective customer
- representative n. sales representative person who represents & sells for a firm; salesperson
- retail v. to sell in small quantities (as in a shop to the public) – also n. see wholesale
- service n. work done usually in return for payment – to serve v. see product
- wholesale v. to sell in bulk (as to a shop for resale to the public) – also n. see retail
Mesleki İngilizce Kelimeler
İngilizce diline, giriş seviyesinde bilgi sahibi olmanız, mesleki ingilizce anlamında size katkı sağlamayabilir. Mesleki ingilizce kelimeler, günlük konuşma veya giriş seviyesi ingilizcesinden biraz daha bilgi gerektirebilir. Mesleğiniz ile ilgili terimlerin yaptığınız iş doğrultusunda karmaşık olması söz konusudur. Bu karmaşıklığı ortadan kaldırabilmek için gerekli mesleki ingilizce eğitimini almanız gerekecektir.
- chair başkanlik etmek
- represent ifade etmek, belirtmek
- constant degismez, sabit
- knowledge bilgi (turkce bilgisi, tarih bilgisi)
- inquiry sorgulamak
- seeking for 1aramak
- look for 2aramak
- foundation temel – vakif
- scope kapsam, olanak, faaliyet alani, amac
- scientific bilimsel
- exist mevcut olan *var olmak bulunmak kalmak baki olmak
- error yanlislik, hata
- outline basliklar
- common yaygin, sik
- dialectic diyalek
- agreement anlasma, sozlesme
- solution cozum
- regularity intizam, duzen
- individual birey, kisi
- variable degisken
- nomothetic bilimsel konular meydana getiren, kanun koyan
- idiographic kanun olmayan, kendine munasir olan
- explanation izah, aciklama
- deductive sonuc cikarilabilir, sonucuna varilabilir, tumdengelim
- determinism gerekircilik
- qualitative nitel, niteleyici
- quantitative nicel, sayisal(miktar)
- aggregate toplama, biriktirme
- inductive atesleme (buji gibi)
- earn 1kazanmak
- gain 2kazanmak
- observe gozlemlemek, izlemek
- exprience deneyim, tecrube
- meanwhile bu arada, bu sirada, ayni anda
- determine tanimlamak
- at times zaman zaman, bazen, ara sira
- may -ebilmek
- contradict celismek, yalanlama, karsi cikmak, aykiri dusmek, inkar etmek
- claim iddia etmek, iddia
- adjust ayarlamak uydurmakı uyarlamak
- likely buyuk ihtimalle, muhtemelen
- fit uymak, uygun, uygun olmak
- majority cogunluk
- based esasli, dayanmis
- ordinary sirali
- human beings insanoglu
- desire istek duymak, istemek, arzulamak
- recognize tanimak
- caused metevellit, sebep olan, sebep olmus
- pattern ornek – desen, orgu
- probabilistic olasi
- aim 1amaç
- goal 2amaç
- purpose 3amaç
- pursue izlemek, takip, etmek, kovalamak – kazanmak (elde etmek)
- figure sekil, endam
- figure out ortaya cikarmak
- target hedef
- authority otorite, yetki
- status durum
- obviously acikca, acikcasi
- rely guvenmek
- valid gecerli
- make arguments tartisma yapmak
- inaccurate hatali, dogru olmayan
- observation gozlem, gozetleme i.e. yani
- greeting selam, tebrik
- concious bilinc, bilincli
- delibrate kasti
- consistent tutarli, istikrarli
- measurement olcu, olcum
- device alet, cihaz
- accuracy kesinlik, dogruluk, hatasizlik
- overgeneralize asiri genelleme
- basis temel
- witness tanik olmak
- representative temsilci
- sample ornek, numune
- safeguard koruyucu sey
- against karsı, aykiri, karsisinda
- replication cogaltma, kopya olarak cogaltma
- either her iki, ya o ya bu, birinden biri, hicbiri
- confirm onaylamak
- selective secmeli, secici
- tend egiliminde olmak
- reinforce pekistirmek, saglamlastirmak
- deviant sapan, ayrilan
- exception istisna, ozel durum
- gambler riske giren kimse, kumarbaz
- kindle canlandirma, isik tutma
- explicitly acikca ,bariz bicimde, kesin olarak
- approach yanasmak, yaklasmak, yaklasim
- through vasitasiyla, yoluyla, sayesinde
- pitfalls kotu, eksiklik
- logic mantik
- assertion sav, iddia
- empirical matematik destekli
- aspect gorus, aci
- relate bagli olmak, ait olmak
- survey anket
- interview roportaj
- used to aliskin olmak
- settle bir yere yerlesme, goc
- value deger
- solve cozmek
- superior amir, ust
- mean 1ortalama average 2ortalama
- i agree katiliyorum
- i argue reddediyorum, tartismak istiyorum
- i concur destekliyorum
- path yon, yol
- product urun
- dependence baglilik, bagimlilik
- standart deviation standart sapma
- preference tercih, yegleme
- social regularity sosyal duzen
- interfere mudahele etmek, girismek, karismak
- pose ortaya cikarmak
- behavior davranis, tutum
- concept icerik
- attribute ozellik
- sex 1cinsiyet gender 2cinsiyet
- race irk
- conservative muhafazakar, tutucu
- as a result sonuc olarak, sonuc itibariyle
- independent bagimsiz dependent bagimli
- identify tanimlamak
- likelihood olasilik, ihtimal
- causality nedensellik, sebep sonuc iliskisi
- measure olcmek prejudice on yargi
- lesser daha az, daha az onemli, daha kucuk
- assume farz etmek, addetmek
- depend bagli olmak, guvenmek, -e guvenmek
- therefore bu nedenle, bu sebeple, bu yuzden
- exhaust tukenmislik, bitmislik
- idiosyncratic yaradilisa ait, ozel durumla ilgili
- condition sart durum
- causal bir sebep belirten sebep teskil eden
- impact etki darbe vuru carpma
- principles durustluk ahlak yontem
- specific ozel ozgul belirli
- expectation umit beklenti
induction tumevarim - deduction tumdengelim
- influenced muteessir muteessir olmak
İNGİLİZCE DIŞ TİCARET TERİMLERİ
- Ante diem / before date: Gününden önce / vadesi gelmiş
- Advance Freight: Peşin avans, navlun
- Account current: Cari hesap
- After date: Vadesinden sonra
- Account sale: Satış hesabı
- Bill Book: Borç senedi
- Bills discounted/Bank draft: İskonto edilmiş senet
- Buyer’s option: Alıcı opsiyonu
- Board of Trade: Ticaret heyeti
- Berth terms: Yükleme ve boşaltma kuralları
- Bills for collection: Tahsile verilen senetler
- Brought down: Nakil yekûn
- Bill of Exchange: Poliçe, ciro ile devredilen kıymetli evrak
- Bonded goods: Gümrüğü ödenmemiş transit mal
- Bills payable: Borç senedi
- Bill payable: Ödenecek senetler
- Bills receivable: Alacak senedi
- Bills of collection: Tahsil senetleri
- Collection and Delivery: Senet tahsil ve teslimi
- Cash against Documents: Vesaik mukabil ödeme
- Cash Credit: Para olarak verilen kredi
- Cash beore delivery: Teslimden önce ödeme
- Cash discount / Certificate of deposit: Kasa iskontosu / teminat makbuzu
- Cumulative dividend: Birikmiş temettü
- Cost and Freight: Mal bedeli ve navlu
- Custom House: Gümrük dairesi
- Cost, Insurance / Freight: Mal bedeli, sigorta ve navlun
- Cash in advance: Peşin para
- Carload Lot: Alıcının bulundupu yere teslim
- Cash on Delivery: Teslimat anında ödeme
- Capital account: Sermaye hesabı
- Carried forward: Nakil yekûn
- Certificate of manufacture: İmalat belgesi
- Credit Note: Alacak dekontu, kredi dekontu
- Charter Party: Gemi kira kontratı
- Cash against bill of lading: Konşimento karşılığı peşin ödeme
- Conditional sale: Şartlı satış
- Delivery Order: Teslimat emri
- Excess Profit Duty: Olağanüstü kazanç vergisi
- Freight bill: Navlun senedi
- Gross weight: Brüt ağırlık
- Instant / present month: Cari ay
- Lower Hold: Dip ambar
- Letter of Credit: Akreditif
- Order notify: Sipariş ihbarı
- Profit and loss: Kâr ve zarar
- Subject to approval: Onaya bağlı
- Shipping Note: Sevkiyat bildirisi
- Time Charter: Zamanı belirlenmiş gemi kiralama sözleşmesi
- Warehouse warrant: Antrepo makbuzu
İş ingilizcesinde en çok kullanılan kelimeler, size kısa vadede çözümler sunsada ingilizcenin köklü olarak öğrenilmesi, size çok daha fazla katkı sağlayacaktır. İngilizceye hakim olmanız, iş hayatında her zaman size artı bir özellik olacaktır. Mesleki ingilizce bilgisi, sizi sadece bir noktaya kadar götürebilir fakat ingilizce lisanının tam anlamıyla öğrenilmesi, sizi kariyeriniz boyunca şirket içerisinde etki sahibi bir personel yapacaktır.