İngilizce’de bir şeyi yapmamız veya yapmamamız gerektiğini should kalıbıyla ifade ederiz. Should, İngilizce’de yardımcı fillerden biridir, gereklilik ve zorunluluk bildirir. Should konu anlatımı İngilizce’de should kalıbının nasıl oluşturulduğunu ve hangi amaçla kullanıldığını içerir. Should kelimesi Türkçe’ye –malı/-meli olarak çevrilir ve aynı zamanda bu kelime, shall fiilinin geçmiş zaman halidir.
İlginizi çekebilir: Almanca Konuşan Ülkeler
- I should go home now.
Şimdi eve gitmeliyim.
Should konu anlatımı içinde, should ifadesinin olumsuz kullanımına da değinmeliyiz. Should ifadesinin olumsuz biçimi, should not veya shouldn’t şeklindedir. Bu ifade Türkçe’ye olmamalı olarak çevrilir.
- There shouldn’t be many people at the beach today.
Bugün sahilde çok fazla insan olmamalı.
Should not kalıbı, resmi konuşmalarda veya yazılarda sıklıkla önemli bir durumu veya olayı vurgulamak için kullanılır.
- We should not forget those who have given their lives in the defence of freedom.
Özgürlük uğruna canını verenleri unutmamalıyız.
Should Kullanımı
Should konu anlatımı should kalıbının kullanım alanlarını kapsamaktadır. İngilizce’de should kalıbı en yaygın olarak bir tavsiye vermek için veya bir öğüt vermek için kullanılır.
- You should tell him what you think.
Ona ne düşündüğünü söylemelisin.
- We should leave it until tomorrow; it’s late now.
Bunu yarına bırakmalıyız; geç oldu.
Should tavsiye ve öğüt vermenin dışında, görev ve yükümlülükleri belirtmek için ve bir kişinin yanlış yaptığını düşündüğümüzde onu eleştirmek için de kullanılır.
- You should be wearing your seat belt.
Emniyet kemerinizi takmış olmalısınız.
- I should be at work now.
Şimdi işte olmalıyım.
- You shouldn’t have said that to her.
Bunu ona söylememeliydin.
- He should have been more careful.
Daha dikkatli olmalıydı.
- Should you be driving so fast?
Bu kadar hızlı sürmek zorunda mısın?
Should kalıbı, aynı zamanda bir olasılığı ifade etmek için kullanılır:
- Are you ready? The train should be here soon.
Hazır mısın? Tren birazdan burada olur.
- 10 TL is enough. It shouldn’t cost more than that.
10 TL yeterli. Bundan daha pahalı olmamalı.
- Let’s call Mine. She should have finished work by now.
Mine’yi arayalım. Şimdiye kadar işini bitirmiştir.
Should, aynı zamanda koşul bildirir ve if kalıbıyla sıklıkla kullanılan bir ifadedir.
- If I were you, I should complain to the manager.
Ben olsam müdüre şikâyet ederdim.
- If I were you, I shouldn’t worry about it.
Senin yerinde olsaydım, bunun için endişelenmezdim.
- I shouldn’t say anything if I were you.
Senin yerinde olsaydım ben hiçbir şey söylemezdim.
- If you should wish to use the Internet, there is a code available at the reception desk.
İnterneti kullanmak isterseniz, resepsiyonda bir kod bulunmaktadır.
Should Have V3
Should konu anlatımı, should have V3 kalıbını da kapsamaktadır. Should have V3 kalıbı, İngilizce’de geçmişte olmamış, ancak keşke olsaydı diyebileceğimiz olaylar hakkında konuşurken kullanılır. Bu yüzden should have V3 kalıbı bir hatayı ve pişmanlığı ifade eder. Should have V3 kalıbında, should yerine ought kelimesi de kullanılabilir.
- You should (ought to) have checked your report thoroughly before you handed it in.
Raporunuzu teslim etmeden önce iyice kontrol etmeliydiniz.
- You should (ought to) have asked my permission before you used my computer. I’m really angry with you.
Bilgisayarımı kullanmadan önce benden izin almalıydın. Sana gerçekten kızgınım.
- They should have listened to me and bought that house last year before the prices increased.
Geçen sene beni dinlemeli ve fiyatlar yükselmeden o evi almalıydılar.
- You shouldn’t have been watching TV all night yesterday, that’s why you feel so tired now.
Dün bütün gece televizyon izlememeliydin, bu yüzden şimdi çok yorgun hissediyorsun.